Stres nedir? Stres Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Stres Nedir? Nasıl Başa Çıkılır? Tedavi Yöntemi Nelerdir?

Stres, uyum sağlanması ya da tepki verilmesi gerekli herhangi bir tehlike anında vücudun gösterdiği doğal bir reaksiyondur. Tehlikeyle ilgili gözlenen durum gerçek bir olay olabileceği gibi zihnin “tehlikeli olarak algıladığı” bir durum da olabilir. Kişiyi korumak adına ortaya çıkan stres tepkisi, çok fazla gözlendiğinde yaşam kalitesini ve bireyin işlevselliğini bozabilir. Gündelik yaşam içinde okul, ev, aile, iş ortamında pek çok yaşam olayı stres verici hale gelebilir. Bedensel, duygusal, düşünce ve davranış düzeyinde ortaya çıkan stres, yalnızca olumsuz yaşam olayları karşısında değil; iş ya da şehir değişikliği gibi uyum gerektiren herhangi durumda da gözlenebilir.

İlginizi Çekebilir: Davranış Bozukluğu

Gündelik yaşam olaylarının yanı sıra; travmatik yaşantılar söz konusu olduğunda, öncesinde yordanamayan ya da belirsizlik içeren durumlarda içsel çatışmalar ortaya çıkar ve bu da stres kaynağı haline gelir. Değişim ve bu değişime uyum gerektiren durumlarda, mevcut baş etme yöntemleri yetersiz kaldığında stres kaçınılmaz hale gelir.

Stres Nedir?

Genel bir ifadeyle ruhsal gerilimi tanımlamak için kullanılan stres kavramının insanlığın varlığı kadar eski bir olgu olduğu bilinmektedir. İnsanlığın en eski zamanlarından günümüze kadar gelen süreçteki değişimlerle birlikte stres yaratan unsurlar da değişmiştir. Geçmişten bugüne kadar insanların stresi deneyimlemesi, stres yaratan unsuru nasıl algıladıkları ile ilgili olmuştur. Bu sebeple stres olgusu kişiden kişiye değişen bir kavramdır.

Gündelik hayatın bir parçası haline gelmiş olan stresi tanımlamak ve anlamak için birçok araştırmacı “Stres nedir?” sorusuna cevap aramıştır. Stres konusunda araştırmalar yapan ilk ve önemli bilim adamlarından olan Hans Selye’ye göre stres; bireyin çeşitli çevresel uyarıcılara karşı gösterdiği genel bir tepkidir. Doğan Cüceloğlu ise stresi; “bireyin, fiziki ve sosyal çevredeki uyumsuz koşullar nedeniyle, bedensel ve psikolojik sınırlarının ötesinde harcadığı gayrettir.” şeklinde tanımlamaktadır. Travmatik olaylar, doğal afetler, kazalar, salgınlar gibi önemli olaylar; iş hayatındaki olumsuzluklar, ekonomik şartlar, evlenme-boşanma, taşınma gibi yaşamın içerisinde yer alan olaylar ve gündelik sorunlar (bir eşyayı kaybetmek, bir yere geç kalmak) stres yaratan uyarıcılar içerisinde yer almaktadır.

Niçin Stres Yaşıyoruz?

Stres, çoğu zaman olumsuz bir durum olarak adlandırılmasına rağmen insan yaşamında oldukça hayati ve koruyucu bir anlama sahiptir. Vahşi bir yırtıcının üzerine doğru geldiğini gören kişinin vücudunda “alarm sistemi” devreye girer. Tehlike anında, sinir sistemi kortizol (stres hormonu) ve adrenalin hormonları salgılar. Bu hormonlar sayesinde beden “alarm konumuna” geçer. Kalp atımı hızlanır, kaslar gerilir, sıkılaşır, nefes alımı artar ve vücut tehlike karşısında savaşmaya hazır hale gelir. Sinir sisteminin verdiği bu tepki Savaş-Kaç tepkisi olarak adlandırılır ve otomatik olarak devreye girer. Hızlanan kan akışıyla kişi, hayatta kalmak adına savaşmak ya da kaçmak zorundadır. Ne var ki gündelik hayatta neredeyse hiç kimse vahşi bir yırtıcıyla karşı karşıya olmamasına rağmen sık sık kortizol ve adrenalin salınımı gerçekleşir, kaslar gerilir, kan akışı hızlanır, nefes alıp verme artar.

Beden ve zihin gündelik yaşamdaki olayların ne denli tehlike yarattığını ayırt etmekte zorlanır; içsel ya da dışsal tehlikeye dair sinyalleri aldığında “Savaş-Kaç” tepkisini devreye sokar. Bir terfi anında ya da teslim tarihi yaklaşmış bir işle alakalı olarak, vahşi bir yırtıcının yaklaşma anındaki gibi davranır. Dolayısıyla sık sık tetikte olması gerekir. Yaklaşan “tehlike karşısında” hayatta kalmak için bedensel, duygusal, düşünsel ve davranışsal olarak alarm sistemini çalıştırır. Sürekli tetikte olmak ve tehlike ile baş etmeye çalışmak uzun vadede oldukça yorucu hale gelmeye başlar ve işlevselliği azaltır. Birey, rutin işlerini sürdüremez hale gelebilir. Hayati bir alarm sistemi, çok fazla kullanıldığında işlevi bozan ve psikolojik iyilik halini olumuz etkileyen bir konuma ulaşır.

Stres Belirtileri Nelerdir?

Stres kaynağı olan çevresel uyarıcılar karşısında vücutta ortaya çıkan stresin belirtileri dört farklı alanda kendini göstermektedir. Aşırı stres ile birlikte bu belirtiler de bireyler üzerinde daha fazla etkiye sahip olmaktadır. Aşırı stres; fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal alanlarda farklı belirtiler ile varlığını hissettirmektedir.

Gündelik yaşamda pek çok konuda stresli durumla karşılaşılmasına rağmen; yine pek çok durumda kişi stres yaşadığının farkına varmayabilir. Çok sık tekrar ettiğinde birey bu duruma alışabilir, normal kabul edebilir ya da yaşadığı sorunları stresle ilişkilendirmeyebilir. Ancak stresin pek çok bedensel, duygusal, düşünsel/bilişsel ve davranışsal belirtisi vardır.

Fiziksel Belirtiler;

Kalp çarpıntısı, ağrı ve yorgunluk hissi, kaslarda gerilme, nefes alıp verişte hızlanma, gastrointestinal sorunlar (kabızlık, ishal, mide ve bağırsak rahatsızlıkları), halsizlik, göğüs ağrısı, bulantı, baş dönmesi, sık hastalanmak, bağışıklık sisteminin zayıflaması, cinsel arzunun kaybı şeklinde gözlenebilir.

  • Ağrılar (sırt, baş, kas ağrısı),
  • Diş gıcırdatma ve çene kasılması,
  • Mide ve bağırsak problemleri ( ishal, kabızlık, kolit, hazımsızlık),
  • Aşırı terleme
  • İştahta değişiklik
  • Enerji kaybı

Zihinsel Belirtiler;

Unutkanlık, karar verme güçlüğü, sürekli endişeli hali, olayların olumsuz tarafına odaklanma, muhakeme becerilerinin zayıflaması, bellek problemleri, odaklanmada güçlük olarak gözlenebilir.

  • Hafızada zayıflama
  • Konsantrasyon bozuklukları
  • Zihin karışıklığı ve kararsızlık

Duygusal Belirtiler;

İsteksizlik, eskiden zevk alınan şeylerden zevk alamamak, yalnız hissetmek, depresyon, mutsuz, keyifsiz hissetme, karamsarlık, bunalmışlık hissi, huzursuzluk, alınganlık, asabiyet, öfke patlamaları, kaygı bozukluğu şeklinde görülebilir.

  • Kaygılı olma hali
  • Öfke patlamaları
  • Ruh halinde ani değişiklikler
  • Aşırı hassasiyet

Sosyal Belirtileri;

  • İnsanlara karşı güvensizlik
  • Karşı tarafı suçlama ve utandırma eğilimi
  • Küslükler

Davranışsal Belirtiler:

Uyku bozuklukları (çok uyumak, uykuya geçememek, uykunun bölünmesi gibi), iştah sorunları (aşırı yemek yeme ya da iştahsızlık), kaygı belirtisi davranışlar (tırnak yeme, saç yolma gibi), erteleme davranışı, bir işe başlayamamak ya da başlanan işi sürdürememek, insanlardan kendini soyutlamak, içe kapanmak, alkol ya da madde kullanımı şeklinde görülmektedir.

Stres Neden Olur?

Stresin nedenleri arasında genellikle olumsuz durumlar (işten ayrılma, boşanma) yer alsa da yeni başlangıçlar (yeni bir işe başlamak), yaşamdaki olumlu değişimler (evlenmek) de stres kaynağı olabilmektedir. Stres, bireylerin psikolojik dayanıklılık ve olayları algılayış biçimleriyle yakından ilgili bir kavramdır. Bireyin iç ve dış değişimler karşısında verdiği tepkiler bireysel stres nedenlerini oluşturmaktadır, bu sebeple “Stres neden olur?” sorusunun tek bir yanıtı bulunmamaktadır.

Hayat devam ederken her şey değişim halindedir ve bireyler bu çevresel, fiziksel, psikolojik değişimlere uyum sağlamaya çalışmaktadır. Vücut, tehlike anlarında veya olaylar üzerindeki kontrolünü yitirdiğini düşündüğü anlarda stres hormonları salgılamaktadır. Bu hormonlar sayesinde stres yaratan durumlara karşı kontrol veya uyum sağlamak kolaylaşmaktadır. Ancak stresli durumlar sonrasında tekrar dengeye kavuşmakta zorlanan bireylerin uyum sağlama çabası zaman zaman ruhsal olarak yorgunluğa sebep olmaktadır.

Stresin Nedenleri Nelerdir?

Yaşantı içerisinde pek çok faktör stres kaynağı olabilir. İş, okul, ev değişikliği, üniversiteye başlamak, okulu bitirmek, terfi gibi yaşam olaylarından sevilen kişinin kaybı, hastalık, doğal afetler, kaza gibi travmatik olaylara kadar pek çok etken, stres kaynağı olabilir. İlişkisel güçlükler, yoğun iş şartları, çocuk sahibi olmak, evlenmek, boşanmak, maddi zorluklar da stres yaratan yaşam olayları arasında yer alabilir. Ancak stres, her zaman çevresel faktörlerden kaynaklanmayabilir.

Kaygılı, karamsar bir mizaca sahip olmak, aşırı derecede edişe duymak, irrasyonel tarzda düşünce yapısında olmak da bireyin içsel stres tetikleyicileri arasında yer almaktadır. Belirsizliği tolere edememek, esneme becerisinin zayıf olması, mükemmeliyetçilik, ya hep-ya hiç tarzı düşünceler, kendilik değeriyle ilgili olumsuz algı, olumsuz yöndeki iç seslerin fazla olması (olmayacak, yapamayacaksın gibi) gibi durumlar da stresin içsel nedenleri arasında gözlenen faktörleri oluşturmaktadır.

Stresin Fizyolojik ve Psikolojik Etkileri

Bireylerin fiziksel ve ruhsal iyi oluşları üzerinde önemli bir rolü olan stresin, çeşitli fizyolojik ve psikolojik etkileri bulunmaktadır. Zihin tarafından tehlike olarak algılanan olaylar karşısında yaşanan zihinsel uyarılma devamında bedensel uyarılmaya dönüşmektedir. Bu süreçten sonra bedensel tepkiler ve stresin vücuda etkileri ortaya çıkmaktadır.

Kalp ve Damar Hastalıkları

Stres anında vücuda daha çok enerji vermek amacıyla kalp atışları ve damarlardaki kan akışı hızlanır. Bu sebeple stresin etkileri arasında sayılabilecek en önemli rahatsızlıklar kalp ve damar hastalıklarıdır.

Kronik Ağrılar

Stres anında salgılanan stres hormonları bağışıklık sistemini etkileyen hormonlardır. Bağışıklık sistemi kaynaklı bir rahatsızlık olan romatoid artrit vücutta kronik ağrıların oluşmasına yol açmaktadır. Kas iskelet sistemi ağrılarının oluşuma neden olan fibromiyalji sendromu ve romatoid artrit hastalarının stresli dönemlerde ağrılarında artış olduğu saptanmıştır.

Bağışıklık Sistemi

Stres bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkilemektedir. Otoimmün bozukluğu olan hastaların stresli dönemlerde rahatsızlıklarında artış yaşanmaktadır.

Sindirim Sistemi

Aşırı stres sonucu sindirim sistemi dengesinde bozulmalar meydana gelmekte, mide ve bağırsak hastalıkları ortaya çıkmaktadır.

Psikolojik Stres Tepkileri

Stres psikolojik sağlıkla yakından ilişkili bir kavramdır. Stresin etkileri arasında yer alan depresyon ve kaygı bireyin psikolojisini olumsuz yönde etkilemektedir.

Bireyler aşırı stres sonucunda bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından birçok olumsuzlukla karşılaşmaktadır. Bunlara ek olarak gündelik yaşamı etkileyen durumlar da bulunmaktadır; uyku düzensizlikleri, yeme bozuklukları, cinsel yaşam düzeninin bozulması, kazalarda artış, iş verimliliğinde düşüş, sosyal ilişkilerde bozulma stresin diğer etkileri olarak sayılabilmektedir.

Kronik Stresin Etkileri Nelerdir?

Stres, her zaman olumsuz sonuçlar yaratmaz. Belirli miktardaki stres, itici bir güçtür ve motivasyonu arttırır. Ancak süreğen şekilde strese maruz kalmak bir müddet sonra kronikleşir; bireyin hayatında yorgunluk ve aşırı yüklenmiş hissetme duygusu yaratır. Yaklaşan sınavlar, evle ilgili sorumluluklar, teslim tarihi gelen iş yükü gibi pek çok konu kronik stresi ortaya çıkarabilir. Çalışma prensibi gereği, bu denli yoğunluk gerektiren durumlarda zihin tetiklenir ve ortada gerçek bir tehlike varmışçasına hareket etmeye başlar. Bir tür alarm sistemi devreye girer ve özellikle bedensel olarak değişimler gözlenir. Kalp atım hızı artar, nefes alıp verme yoğunlaşabilir. Kronik olarak strese maruz kalınan durumlarda kaygı bozuklukları, depresyon, uyku sorunları, düşünce ve bellekle (unutkanlık gibi) ilgili klinik tablolar ortaya çıkabilir. Stres anında vücut, ortada bir tehdit varmışçasına hareket etmeye başlar; dolayısıyla beden harekete geçer. Yoğun ve kronik stres durumunda, bedenin alarm sistemini (Savaş-Kaç tepkisi) çalıştırmasıyla beraber otoimmün hastalıklar, kronik ağrılar, gastrointestinal sorunlar (reflü, ülser gibi), kardiyovasküler hastalıklar (kalp, tansiyon gibi), iştahsızlık, cilt sorunları (egzama, ürtiker/kurdeşen gibi) ortaya çıkabilir.

Stresle Başa Çıkma Yöntemleri

Stresle başa çıkma yöntemleri, stresi yaratan faktörleri ortadan kaldırmak ve stres anlarındaki duyguları kontrol etmek olarak iki kategoriye ayrılmaktadır. Stresin vücuda verdiği zararları ortadan kaldırmak da stresle başa çıkma yöntemlerinde önemli bir yer tutmaktadır.

Problem Odaklı Başa Çıkma

Stresle başa çıkma yöntemlerinden olan problem odaklı başa çıkma yöntemi ile birey çevresindeki stres kaynağını değiştirme amacıyla hareket etmektedir. Bu yöntem ile öncelikli olarak stresin kaynağı olan sorun belirlenmektedir. Ardından çözüm için alternatifler üretme, bu alternatiflerin yarar ve zararlarını değerlendirme, değerlendirmeler ışığında alternatifler arasından seçim yapma ve  seçimleri uygulama aşamaları gelir.

Duygu Odaklı Başa Çıkma

Stres yaratan durumun kontrol edilemeyeceğinin düşünüldüğü durumlarda, duygusal sıkıntıları azaltmak veya yönetmek için ise bu yöntem kullanılmaktadır. Duygu odaklı stresle başa çıkma yönteminde birey, stresli durum ile birlikte ortaya çıkan olumsuz duygularını fark eder ve tanır. Tanımladığı duyguları kontrol edebilmesiyle birlikte birey, olumsuz ruh halini olumlu bir noktaya taşıyabilmektedir.

Aşırı Stresin Vücuda Verdiği Zararları Azaltma

Stresin vücuda verdiği zararları azaltmak için “Strese ne iyi gelir?” sorusunun yanıtlarına bakmak gereklidir.

Yeterli Uyku & Dengeli Beslenme

Yeterli uyku ve dengeli beslenme vücut sistemlerinin düzenli çalışmasını sağlayan en önemli etkenlerdendir.

Nefes & Meditasyon

Nefes ve meditasyon pratikleri sayesinde vücudun stres seviyesinde önemli ölçüde azalma olmaktadır.

Düzenli Egzersiz

Egzersiz yapmak vücutta salgılanan stres hormonlarının azalmasına yardımcı olmaktadır.

Stresle Baş Etme Yolları?

Stresten etkilenme düzeyini azaltabilmek için stresi neyin başlattığını keşfetmek oldukça önemlidir. Kaynağın anlaşılması, baş etme konusunda yöntem geliştirmeyi kolaylaştırır ve izlenecek yolun ilk adımını oluşturur. Stres belirtilerini tanımak ve bireyin stres anındaki farkındalığı bir diğer adımdır. Çok yoğun stres yaşandığı ve baş etmenin zorlaştığı durumlarda bir ruh sağlığı uzmanından yardım almak oldukça kritiktir. Gerekli görüldüğü takdirde medikal tedavi başlanabilir. Psikoterapide ise stres kaynağını keşfedip baş etme yollarını güçlendirecek müdahalelerde bulunulur.

Stresle ilgili günlük kayıtlar tutmak (olay, başlatıcı, o sırada akıldan geçen düşünceler, duygu, davranış kaydı) farkındalığı arttıracaktır. Bu sayede tetikleyicilerin keşfi ve başlatıcıları tanımak mümkün hale gelir. Stres anında uygulanabilecek nefes ve gevşeme egzersizleri, bedendeki stres düzeyini azaltıp kontrol altına almayı kolaylaştırabilir. Psikoterapi uygulamalarında danışanlara nefes ve gevşeme egzersizleri öğretilerek stres anında bedensel olarak gevşemeyi öğrenmeleri amaçlanır. Aynı zamanda stresi tetikleyen olay-düşünce-duygu-davranış arasında bağ kurularak düşünce sisteminde değişim yaratılır.

Stresle baş etmek için fiziksel egzersiz, sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve dinlenme, insanlarla iletişim kurma, sosyal bağları sürdürme, geçmiş ya da geleceğe değil o ana odaklanma, anın tadını çıkarmaya çalışma ve gevşemeyi öğrenme uygulanabilecek yöntemlerin başında gelmektedir.

Stresle Baş Etmek için Gençlere Öneriler?

Stresten etkilenme düzeyini azaltabilmek için stresi neyin başlattığını keşfetmek oldukça önemlidir. Kaynağın anlaşılması, baş etme konusunda yöntem geliştirmeyi kolaylaştırır ve izlenecek yolun ilk adımını oluşturur. Stres belirtilerini tanımak ve bireyin stres anındaki farkındalığı bir diğer adımdır. Çok yoğun stres yaşandığı ve baş etmenin zorlaştığı durumlarda bir ruh sağlığı uzmanından yardım almak oldukça kritiktir. Gerekli görüldüğü takdirde medikal tedavi başlanabilir. Psikoterapide ise stres kaynağını keşfedip baş etme yollarını güçlendirecek müdahalelerde bulunulur.

Stresle ilgili günlük kayıtlar tutmak (olay, başlatıcı, o sırada akıldan geçen düşünceler, duygu, davranış kaydı) farkındalığı arttıracaktır. Bu sayede tetikleyicilerin keşfi ve başlatıcıları tanımak mümkün hale gelir. Stres anında uygulanabilecek nefes ve gevşeme egzersizleri, bedendeki stres düzeyini azaltıp kontrol altına almayı kolaylaştırabilir. Psikoterapi uygulamalarında danışanlara nefes ve gevşeme egzersizleri öğretilerek stres anında bedensel olarak gevşemeyi öğrenmeleri amaçlanır. Aynı zamanda stresi tetikleyen olay-düşünce-duygu-davranış arasında bağ kurularak düşünce sisteminde değişim yaratılır.

Stresle baş etmek için fiziksel egzersiz, sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve dinlenme, insanlarla iletişim kurma, sosyal bağları sürdürme, geçmiş ya da geleceğe değil o ana odaklanma, anın tadını çıkarmaya çalışma ve gevşemeyi öğrenme uygulanabilecek yöntemlerin başında gelmektedir.

Stresi azaltmak için yatıştırıcı etkisi bulunan madde ya da alkol kullanımı, etkisi geçtikten sonra daha yoğun bir endişe hali ile geri dönebilir. Bu sebeple stresi tetikleyecek şeyleri tespit edip baş etme becerilerine odaklanmak çok daha sağlıklı ve kalıcı yönde çözüm üretebilmeyi sağlar. Yaşantısının getirdiği sorumlulukları düzene koymak, sıralama yapmak ve hoşa giden aktiviteler için zaman yaratmak oldukça önemlidir. Sosyal etkileşimi sürdürmek, yakın bir arkadaş ya da aile üyesinden destek almak, gerektiğinde bir uzman ile görüşmek, baş etme becerilerini destekleyici özelliktedir.

Gençlerde Öfke Yönetimi

Öfke duygusunu ve belirtileri tanımak, öfke ile ilişkilendirilen duyguları tespit etmek öfke yönetiminde öncelikli adımdır. Öfke, oldukça sağlıklı ve normal bir duygudur, ancak bireyin kendisine, çevreye ya da nesnelere yöneldiğinde istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir ve bu durum, öfkenin sağlıklı yönetilemediği anlamına gelir. Öfke ve agresif davranışlar arasındaki ayrımın yapılması bu sebeple oldukça önemlidir. Öfke anında kısa aralar vermek ve yatışana kadar kullanılabilecek yöntemleri kullanmak büyük ölçüde sakinleşmeyi sağlar. Problem çözümüne dayalı atılacak adımda, kar-zarar hesabı yapma ve sonuçları öngörme becerisi kazanabilmek için düşünerek hareket etmek gerekmektedir.

Gençlere, öfke yönetimi konusunda anne babaların model olması bir diğer önemli unsurdur. Çocuk, içine doğduğu ortamda sorunlara nasıl yaklaşıldığını ve nasıl çözümlendiğini ebeveynleri yoluyla öğrenir.

Psikoterapide gevşeme ve nefes egzersizleri ile öfke anında kullanılabilecek yollar öğretilir. Öfke tepkisini ortaya çıkaran olay-düşünce-duygu-davranış arasında bağ kurularak alternatif düşünce yöntemleri üzerinde durulur. İletişim becerilerini desteklemek, baş etme becerilerini güçlendirmek için çeşitli egzersizler ve çalışmalar yapılır. Öfke yönetiminde öfkeyi tetikleyen koşullarla ilgili düzenleme yapılması, gerekli durumlarda mizahla yaklaşma gibi beceriler kazandırılması amaçlanır.

Öfke Tepkisi

Öfke; herhangi bir saldırı, tehdit ya da engellenme durumunda hissedilen, vücutta fizyolojik belirtilerle birlikte gözlenen temel bir duygudur. Tehlike anında, sinir sistemi kortizol (stres hormonu) ve adrenalin hormonları salgılar. Bu hormonlar sayesinde beden “alarm konumuna” geçer. Kalp atımı hızlanır, kaslara doğru kan akışı hızlanır, kalp atım hızı, kan basıncı ve nefes alıp verme artar, vücut sıcaklığı yükselir ve terleme gözlenir. Vücut tehlike karşısında savaşmaya hazır hale gelir. Sinir sisteminin verdiği bu tepki Savaş-Kaç tepkisi olarak adlandırılır ve otomatik olarak devreye girer.

Beden ve zihin gündelik yaşamdaki olayların ne denli tehlike yarattığını ayırt etmekte zorlanır; içsel ya da dışsal tehlikeye dair sinyalleri aldığında “Savaş-Kaç” tepkisini devreye sokar. Bir terfi anında ya da teslim tarihi yaklaşmış bir işle alakalı olarak, vahşi bir yırtıcının yaklaşma anındaki gibi davranır. Dolayısıyla sık sık tetikte olması gerekir. Yaklaşan “tehlike karşısında” hayatta kalmak için bedensel, duygusal, düşünsel ve davranışsal olarak alarm sistemini çalıştırır. Sürekli tetikte olmak ve tehlike ile baş etmeye çalışmak uzun vadede oldukça yorucu hale gelmeye başlar ve işlevselliği azaltır. Birey, rutin işlerini sürdüremez hale gelebilir. Hayati bir alarm sistemi, çok fazla kullanıldığında işlevi bozan ve psikolojik iyilik halini olumuz etkileyen bir konuma ulaşır.

Stresle Mücadelede Profesyonel Yardım Nasıl Alınır?

Her bireyin yaşamı, geçmişi, çevresi, hayat algısı farklıdır; bu sebeple olaylara bakış açısı ve stres algısı da kişiden kişiye değişmektedir. Stresle mücadele bireyin içsel yolculuğu ile gerçekleşebilecek bir mücadeledir. Bireyin hangi durumlarda stres altında hissettiği, stresli durumlarda verdiği tepkiler, stres sonrasında değişikliğe uyum süreci değerlendirilmesi gereken kriterler içerisinde yer almaktadır.

Yalnız başına stresle baş etmek konusunda zorluk yaşayan kişilerin stres tedavisinde profesyonel yardım alması önemlidir. Uzman desteği ile bireysel stres nedenlerinin ortaya çıkarılması ve bireye özgü mücadele yöntemlerinin belirlenerek kişilere öğretilmesi hedeflenmektedir. Bireylerin; değişimler sonucu ortaya çıkan stres ile mücadele edecek duygusal dayanıklılığının artırılması ve stres anlarında duygu yönetiminin sağlanması amaçlanmaktadır.

Stres sebebiyle;

  • Gündelik yaşamı, iş hayatı, sosyal ilişkileri zarar gören,
  • Fiziksel sağlıklarında bozulma meydana gelen,
  • Psikolojik olarak olumsuz etkilenen,
  • Stresle yalnız başına mücadele etmekte zorlanan bireylerin alanında uzman bir psikiyatristten ve/veya klinik psikologdan destek alması gerekmektedir.

Stressiz Bir Hayat Mümkün mü?

Stres, insan hayatındaki itici güç ve motivasyon kaynağıdır. Hiç var olmadığında ya da aşırı düzeye ulaştığında işlevselliği bozar. Stresi; beceri ve yetenekleri desteklemek için yaratıcı bir güç olarak kullanmak stresin olumsuz etkilerini azaltacak ve yapılan işe odaklanmayı, gündelik rutini sağlıklı şekilde sürdürmeyi sağlayacaktır.

Evlilik, boşanma, sevilen kişinin kaybı, işsizlik, ebeveyn olmak, kayıp, yas süreci, yeni bir ilişkiye başlamak, ayrılık, hastalık, emeklilik gibi yaşam olaylarını ortadan kaldırmak mümkün olmadığı gibi stressiz bir hayat da mümkün değildir. Bazı durumlarda bireyler, stresten uzaklaşmak için iş değiştirebilir, boşanabilir, ayrılabilir ya da yeni bir yere taşınabilir. Stresli durumdan kaçınmak, stresle baş etmenin bir yoludur ancak uzun vadede bir problem çözme yöntemine dönüştüğünde farklı sorunları beraberinde getirebilir. Çünkü her yeni ortam, uyum sağlama ve kendini uyarlama süreci açısından bir başka stres kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır. İhtiyaç doğrultusunda stresi azaltmak adına yaşamda değişiklik yoluna gidilebilir. Ancak uzun vadede benzer yönde rahatsızlıkların yaşanmaması için stres oluşturan kaynakları tespit etmek ve baş etme yolları geliştirmek oldukça önemli ve psikolojik iyilik halini arttırma konusunda en anlamlı müdahale yoludur.

Aile ve sosyal çevrenin varlığı stresle baş etme yolunda oldukça önemli bir sağaltım aracıdır. Stresin yoğun olduğu durumlarda birey, yalnız kalmayı tercih edebilir ancak insanlarla vakit geçirmek ve sosyalleşmek oldukça koruyucu bir faktördür. Alınan kararlarda bireyin kendi yaşamıyla ilgili kontrol hissi oldukça önemli bir diğer değişkendir. Yaşanan olayları yorumlarken olumsuz atıfları azaltma, bireyi iyi hissettirmektedir. Duygularıyla baş etme becerisi ve kendilik farkındalığı yüksek, iyimser bireylerin görece daha az stres yaşadığı ve/veya stresle daha iyi baş ettiği bilinmektedir.

Her türlü bilgi ve destek için online randevu alabilirsiniz.

Kaynakça

  • Aysal, N. (2014). Stres algısı, başa çıkma, kişilik ve sağlık arasındaki ilişkilerin etkileşimsel stres ve başa çıkma modelinde incelenmesi. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Ana Bilim Dalı Psikoloji Bilim Dalı, Ankara.
  • Güçlü, N. (2001). Stres Yönetimi . Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi , 21 (1).
  • Türk, K. (2022). Bilişsel esneklik, stresle başa çıkma tarzları ve algılanan stres arasındaki ilişkilerin incelenmesi. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Çukurova Üniversitesi  Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı, Adana.
  • https://www.mentalhealth.org.uk/explore-mental-health/az-topics/stress
  • https://www.everydayhealth.com/stress/guide/fects-on-body/

Güncel Psikoloji Yayınlarımız

Yardıma ihtiyacınız var mı? Size ulaşalım.